Ekim 24, 2010

Kapanış...

Bu akşamki programımızın son eseri Sadettin Öktenay'ın hicâz şarkısı 
'Sevgimizin aşkımızın üstünden sene geçti mevsim geçti ay geçti.'


Zeki Müren, ruhun pasına birebir...
(Hep Canım Ailem geliyor bu şarkıyı dinlerken, severdim ben o diziyi, bitmeseydi iyiydi ya bitti.)



Ekim 18, 2010

Yeni bir sayfada kendine bakmak...

1 ay sonrası... Masal-ı Bonn'un bitişi günden güne resmiyet kazanırken, Tuba alışmaya çalışmaktadır. "nerede kalmıştık" sorusuna cevap ararken farkeder bıraktığı hiçbir şeyin yerinde kalmadığını. Kendi de buna dahil.
---

Ben geldim:)

Evet bu satırları, home sweet home'dan yazıyorum, yatmadan az evvel. biraz soğuk hava, aylardan kasıma merdiven dayadık ya ondandır. Ama gündüzleri pek güzel şu aralar havalar, geceleri fena üşütse de. Yalancı da olsa bi güneş, bi poyraz sonra, bazen lodos... geçinip gidiyoruz öyle.

Bonn dönüşü bir hengamenin içine mi düştüm yoksa tüm o hengame benim içime mi düştü bilmiyorum ama bir kendime geliş dönemindeyim 1 aydır. Hala özlem gideremediklerim var inanır mısın, öyle bi koşturmacaya daldım. Noluyo demeye bile fırsat olmadı, yok okul uzayacak şunları hallet Tuba, yok Bursa'da bir ton eşyan var onları hallet Tuba, nikahımız var ona kıyafet ayarla Tuba, arada dişin ani kırılma yapsın, binbir ağrı ile dişçiye git, kanalını yaptır Tuba...
Öyle böyle derken, vaktin nasıl geçtiğini anlamadığım zamanlar oldu. Bazen de geçen vaktin fazlasıyla koyduğu zamanlar. Hadi herşey tamam, Bonn'a ne zaman dönüyoruz diye sorasım geldiği zamanlar. Buraların dar geldiği zamanlar.

Döndüğümden beri yürüdüğüm yol ikiye ayrılmak istiyor habire. Birinden birini seçmeye zorluyor hep. Karar vermem gereken bir şeyler var illa ki. İlla ki cevaplanması gereken sorular... En başta da "Gitmek mi iyi kalmak mı?".
Sorular biriktikçe, kararsızlığım artıyor, kararsızlığım arttıkça bunalıyorum, kaçmak istiyorum, gözümü kapatıp açtığımda tüm bu hengamenin çok uzağında bi yerde olmak istiyorum. ama burda kalıp hepsine en doğru, en hayırlı cevapları verip devam etmeliyim yoluma. böyle buyurdu zerdüşt :) kaçmak bu sefer şıklarım arasında yer almıyor. Sadece son ana kadar erteliyorum cevaplamayı.
"ee bundan sonra ne yapacaksın?" sorusuna da hasta oluyorum bu arada.
 bi gerçek var ki, my wandering days are really over. yani, o gezgin, avare günlerimden eser yok şimdi, o defter kapanmış çoktan, sorumluluklarla ve sorularla dolu başka bi defter açılmış.

Ve ben şu sıralar, yeni bir sayfada kendime bakıyorum...